38. SAD / 57-58Sure Ayet Sayısı: 88 Kitap Sırası: 38 Nüzul Sırası: 38 Nüzul Yeri: MEKKE | Budur!
Artık,
✦ hamim...
✦ ve gassak...
✦ ve bunların şeklinden, başka zevcler…
tatmaktadırlar. | هٰذَاۙ فَلْيَذُوقُوهُ حَم۪يمٌ وَغَسَّاقٌۙ | .57 | 57 |
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
fel Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
yezûkûhu Kök: Z!VK:Kelime: zevkFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Lezzet alma, hoşa gitme, tatma. Hoş, hoşa giden. Mânevi haz. Boş vakit geçirmek. Eğlenmek. Alay etmek. Güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti.
hamiymun Kök: HMMKelime: hamimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Çok sıcak ve çok kızgın nesne (bilhassa su). / Çok yüksek enerjili madde yada ışınım. / Yakın hısım, soy sop. / Samimi arkadaş. / Kâmus'ta anlatıldığı üzere "soğuk su" mânâsına da gelir. Bu kelime, iki zıt mânâyı ifade eden kelimelerdendir. Zira soğuk kaynak suyu sıcakta buğulanır.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
gassâkun. Kök: G:SK:Kelime: gassakİsim, Eril, Tekil Kök Anlam: ✦ Aslını ve fer'ini kaybetmek; kararmak, soğumak, kokuşmak.
✦ Karanlık olmak: gecenin ilk koyu karanlığı, küfrün karanlığı.
✦ Nefsin istek kudreti. Gövdeye ait kabiliyetler.
✦ Gözün dumanlanıp, seçemez olması, gözün kararması.
✦ Herhangi bir şeyin akması, dökülmesi, bozulması. Kelime Anlam: ✦ Gövdede oluşan irin.
✦ Kokuşmuş içki veya su.
✦ Çok soğuk ve fena kokulu ve fena tadı olan (hamim zıttı). | | | | | | وَاٰخَرُ مِنْ شَكْلِه۪ٓ اَزْوَاجٌۜ | .58 | 58 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
âharu Kök: eH:RKelime: aharİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam:
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
şeklihî Kök: ŞKLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ezvâcun. Kök: ZVCKelime: ezvacİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Çeşit. Tür. / Sınıf. Cins. / Bir şeyi tamamlayan, bütünleyen, noksanlarını ikmal şeyler. / En az iki şeyden meydana gelen. Bunların her biri. // Karı ve kocanın herbiri. | | | | |
Diğer Meal: İşte (azap), onu tatsınlar: Bir kaynar su ve bir irin. O azaba benzer çeşit çeşit başka azaplar da vardır.
|